TBMM İnsan Haklarını İnceleme Alt Komisyonu Avrupa’da Irkçılık ve İslamofobi Raporu’nu görüştü
Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Kurulu bünyesinde kurulan Avrupa’da Yükselen Irkçılık ve İslamofobi Araştırma ve Araştırma Alt Komisyonu, “Avrupa Ülkelerinde Yükselen Irkçılık ve İslamofobi Araştırma Raporunu” görüştü.
Komisyon, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve Alt Komisyon Başkanı AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu başkanlığında toplandı.
Çavuşoğlu, Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen depremde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.
Alt komisyonun hem teorik hem de yerinde incelemelerde bulunduğunu anlatan Çavuşoğlu, Fransa, Almanya, Hollanda ve İngiltere’de incelemeler yaptığını ve 168 sayfalık bir rapor hazırladığını bildirdi.
Çavuşoğlu, son dönemde yeni bir ırkçılık türü olarak kültürel ırkçılığın ortaya çıktığını söyledi. Çavuşoğlu, dinin bir toplumun en değerli kültürel unsurlarından biri olması nedeniyle İslamofobinin din temelli kültürel ırkçılığın en yaygın biçimi olarak ortaya çıktığını söyledi.
Avrupa’da artan ırkçılık ve İslamofobinin resmi kurumlarda yabancılara ve Müslümanlara yönelik ayrımcılığı ve kötü muameleyi beraberinde getirdiğini ifade eden Çavuşoğlu, bu ayrımcılığın giderek kurumsallaştığına vurgu yaptı. Çavuşoğlu, kurumsal ırkçılığın bireysel ırkçılık kadar aşikar olmadığına, belli bir kamu düzeni içinde uygulandığı için daha sinsi olduğuna işaret etti.
Avrupa’daki ırkçılık ve İslamofobinin Müslümanları ötekileştirdiğini, yaşadıkları toplumdan kendilerini soyutlamalarına ve ağır bir korku psikolojisi yaşamalarına neden olduğunu belirten Çavuşoğlu, “Aradan geçen 60 yıla rağmen birçok Avrupa ülkesinde ve Almanya’da en fazla sayıda Türk’e ev sahipliği yapıyor, Türk vatandaşları ve diğer yabancılar sosyalleşmeye devam ediyor, ekonomik ve kültürel katkılarından ziyade dini ve kültürel farklılıkları bağlamında değerlendirilmeleri ve ‘öteki’ olarak görülmeleri bunun bir tezahürü. köklü bir ırkçılık ve İslam karşıtlığı olduğunu söyledi.
“Fransa, İslam’ı yaratma hedefini belirledi”
Fransa’da bir yasanın “İslami Bölücülük Yasası” olarak adlandırıldığına dikkati çeken Çavuşoğlu, tepkiler üzerine adının “Cumhuriyet İlkelerine Saygıyı Güçlendiren Yasa” olarak değiştirildiğini söyledi.
Çavuşoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yasa tasarısı TBMM’de görüşülüyor, Resmi Gazete’de yayımlanıyor ve yürürlüğe giriyor. Yasa, örgütlenme özgürlüğünün geçerli olduğu Fransa’da devletin sivil toplum kuruluşları ve ibadethaneler üzerindeki denetim ve denetiminin yasal dayanağını oluşturuyor. Konuyla ilgili ilk açıklamasında niyetinin ilerici, aydın, liberal bir İslam yaratmak olduğunu belirtmiş, bu da çokça bahsettiği Fransız İslam’ını yaratma amacını kanunla ortaya koymuştur.
PEGIDA’nın açılışının “Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar” olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, İslam’dan kriminal bir durum olarak bahsetmenin bile durumun tehlikeli boyutlara ulaştığını gösterdiğini belirtti.
– “Müslümanlar yasal yollara başvurmayı reddediyor”
Çavuşoğlu, Alt Komite’nin Avrupa ülkelerinde yaptığı yerinde incelemeler sonucunda tespitlerini şu şekilde sıraladı:
“Almanya üzerine yapılan bir çalışmada, Alman toplumunun yüzde 54’ünün İslam’ı bir tehdit olarak algıladığını, Budizm ve Hinduizm’in ise zenginlik, bekleyen tehlikeler olarak görüldüğünü bulduk.” Bu anket çalışmasının konuları arasında Hollanda’yı bekleyen bir tehlike olan İslam da yer alıyor.
İngiltere’de özellikle 11 Eylül saldırılarından sonra kendilerinden hizmet almak için halka gelen her yabancıyı, sadece kişisel ve sübjektif değerlendirmeleri dikkate alınarak takip edilmesi gereken potansiyel bir terörist olarak tüm memurlara anlattı. Konuşmasından, bilgisi ve değerlendirmesi olmayan bir devlet görevlisi tarafından muhtemelen bazı ibadet ritüelleri nedeniyle damgalanıp ihbar edildikten sonra takip edildiği ve suç duyurusunda bulunulduğu durumuyla karşı karşıyayız.
Çavuşoğlu, Hollanda’da “Muhammed” adıyla şirkete başvuru yapıldığında bunun reddedildiğini, ancak altyazılar değiştirilmeden başka bir isim olan “John” kullanıldığında başvuru yapıldığını anlattı.
İslamofobinin Avrupa’daki Müslümanları büyük bir kıskaca soktuğunu vurgulayan Çavuşoğlu, “Avrupa Birliği’nin acilen bunun farkına varması ve bu yönde bir çalışma yapması gerekiyor. Ne yazık ki bazı nefret söylemleriyle karşı karşıya kalan Müslümanlar da başvuruyor. Olumlu bir sonuç alamayacaklarını düşündükleri için yasal yollara başvurabilirler, başvurmaktan vazgeçebilirler, hatta bu başvuru sonucunda başlarına geleceklerden korktukları için başvurmaktan bile çekinebilirler.” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da İslamofobinin geldiği nokta itibariyle soyut bir korkudan somut tehditlere ve şiddet eylemlerine evrildiğini belirtti.
Tanal, “Raporda da vurgulandığı gibi İslamofobi artık yersiz İslam korkusundan değil, İslamofobi ve düşmanlığından bahsediyor. Batı’da ve Avrupa ülkelerinde artan İslam tepkisi bizi endişelendiriyor. Önemli bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. göz ardı edilemeyecek veya görmezden gelinemeyecek ve ele alınması gereken bir sorun.” değerlendirmesini yaptı.
Tanal, “Muhammed” isimli vatandaşların yurt dışında iş bulmakta güçlük çekmesi nedeniyle Türkiye’de çok sayıda isim değişikliği davasının açıldığını dile getirdi.
Görüşmelerin ardından rapor oy birliği ile kabul edildi.